Babacan: Süreci bize DEM Parti değil, AK Parti ve MHP anlatsın
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, PKK’nın silah bırakma süreci, yüksek enflasyon, İmamoğlu davası ve Erdoğan’ın değişeceği sinyalini verdiği yerel yönetim sistemine ilişkin değerlendirme yaptı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, iktidarın muhalefetle konuşup olayları anlatması gerektiğini vurgulayarak “DEM Parti bu sorumluluğu üstleniyor ki dün onlara da söyledim. ‘Ya çok ağır bir yük var üzerinizde’ dedim. ‘Siz muhalefet olarak muhalefeti ikna etmeye çalışıyorsunuz, muhalefetle iletişimini yapıyorsunuz’. Bu işi başlatan kim? Bu işin öncülüğünü yapan kim? İktidar değil mi? Sayın Bahçeli değil mi? Erdoğan sonradan bu işi sahiplenmeye başlamadı mı? Ya bunu yapması gereken AK Parti'nin, MHP'nin yani iktidarın muhalefetle konuşup bizlere olayları anlatmaları lazım. Üstelik DEM Parti ve İmralı heyetindeki bilgi sınırlı, asıl çalışma yapan devletin kurumları. Ya bu çalışma yapan devletin kurumları geliyor, bizi bilgilendirmiyor. DEM Parti'ye diyorlar ki, ya gidin siz muhalefetle de konuşun, işte onları idare edin, şöyle böyle. Böyle bir şey olmaz.” dedi.
Babacan, sürecin akamete uğramaması için Meclis’e ve muhalefete güvenmek güvenilmesi gerektiğini belirterek, sürecin “Tabii ki Meclis’te mutlaka komisyon oluşmalıdır ama sadece Meclis’te oluşan komisyonla bu işin yürümesi de mümkün değildir. Sivil inisiyatifi, sivil toplum kuruluşları, bu işe emek veren, kafa yoran pek çok insan var. Onların da mutlaka bir şekilde devreye alınması lazım. Bu Meclis’te kurulacak komisyonla, bu işi iyi bilen uzmanların da mutlaka iletişim içinde olması lazım. 100 kişilik komisyondan bahsediliyor. 100 kişilik komisyonda herkes sadece elindeki bildiriyi okur iş biter. Bu komisyonun gerçekten karşılıklı görüş alışverişi yapılabilecek, istişare için zemin olması gerekecek komisyon olması lazım. Siz bunu sahiplendirmek istiyorsanız, gerçekten ikna ederek tüm toplumu sahiplendirerek bu sorunu çözmek istiyorsanız, Meclis’e güvenin. Muhalefette de bu ülkeyi çok seven parti var merak etmesinler. Ülkeyi düşünen sadece iktidar tarafı değil, biz de bu ülkeyi düşünüyoruz” dedi.
Babacan, PKK’nın fesih sürecine ilişkin de “DEVA Partisi'ni kurduk kuralı dedik ki ‘Bu iki süreç birbirinden ayrı yürümeli. Yani terör örgütü ile mücadele, terör örgütünün varlığına son verilmesi ayrı bir hatta yürümeli. Kendi vatandaşlarımızın hak ve özgürlükle ilgili konular ayrı bir hatta yürümeli ve bunlar asla birbirine karıştırılıp pazarlık konusu edilmemeli. Yani mesele bizim Kürt vatandaşlarımızın hak ve özgürlükleri ise defaten tanınmalı ve hiçbir pazarlığa konu edilmemeli. Eğer siz ben bu hak ve özgürlüğü tanırım ama karşılığında da örgüt şunu yapsın demeye başladığınızda örgüte güç aktarmış olursunuz. Ve çalışmaz, mutlaka akamete uğrar. İki ayrı hatta yürümesi lazım” diye konuştu.
İmamoğlu dosyası üzerinden yargı bağımsızlığı vurgusu yapan Babacan, “Bugüne kadar bu iddialar ve bugüne kadar tanıkların söyledikleri, basına yansıyan bilgilere baktığımızda henüz kamuoyu ikna olmuş değil. Yani bu operasyonun, İstanbul Büyükşehir’e yapılan operasyonun, CHP ile ilgili bu kurultay şaibelerinin doğru olup olmadığı konusunda henüz kamuoyu ikna olmuş değil. Evet bahsettiğiniz gibi gazeteciler daha operasyonlar olmadan önce haber veriyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı bakıyorsunuz konuşmalarında zaten yapılacakların bir hafta on gün önce iz düşümünü söylüyor. Yani adeta haber veriyor. ‘Bakın şuralarda şuralarda bir şeyler olacak’ diyor. ‘Şu da olabilir’ diyor. ‘Bu da olur’ diyor. ‘Bunların bağlantıları var’ diyor. Belli ki yargı içinden önceden ona bilgi geliyor. Bu bilgiyi zaten konuşuyor. Arkasından da yargı bakıyorsunuz derhal harekete geçip muhtemelen aldıkları talimatla bu talimatın gereğini yerine getiriyorlar” diye konuştu.
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerel yönetim sisteminin değişeceğinin sinyallerini vermesi üzerine “Eğer siz seçilmiş belediye başkanlarını tamamen atanmış kaymakam, atanmış valilerin ağırlıklı olarak inisiyatifine bırakacaksanız o zaman geçenlerde birisi söylemiş ya ‘Hiç uğraşmayalım. Türkiye'de bir tek cumhurbaşkanı seçilsin. Belediye başkanlarını da o atasın. Valileri de kaymakamları da zaten iktidarın il başkanları atıyor, ilçe başkanını atıyor. Tek yetki tek yetki hepsini tek yetki. Başka da uğraştırmasın kimseyi.’ Bu işin sonucu oraya gider. Eğer valide, kaymakamda daha çok yetki, belediye başkanı üzerinde daha çok tahakkümden bahsediyorsak hiç uğraşmasın. Belediye başkanlarını da atasın geçsin. Ondan sonra buna kolaysa demokrasi diye yuttursun millete yani. Böyle olmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Hibya Haber Ajansı